Oğuz Destanı İle İlgili Olarak Yapılan Değerlendirme ve Çıkarımlar




     1. Oğuz Kağan Destanı ile Türklerin yerleşik medeniyet safhasına geçmeden önce uzun müddet içinde yaşadıkları "atlı göçebe medeniyeti" arasında sıkı bir münasebet vardır. Oğuz Kağan böyle bir toplum içinde yetişmiştir. Böyle bir toplumun "ideal insan tipi" ni temsil eder.

     2. Oğuz Kağan' ın hayat ve şahsiyetini, içinde yaşadığı toplumun diğer insanları gibi, avıcılık, sürü besleme ve akıncılık teşkil eder. Oğuz Kağan daha çocukken at sülüsü besler, ata biner ve avlanır.

     3. Hayvanlara galebe çalma Oğuz Kağan' da bir üstünlük duygusu yaratır. O, aletlerine ve kendine güvenen bir insandır. Oğuz Kağan' ın temel şahsiyetinin "hakim olma duygusu" teşkil eder.

     4. Oğuz Kağan' ın içinde yaşadığı toplum göçebedir. Göçebeliğin sebebi at sürülerini otlatmaktır. Göçebe tabiatın içinde yaşar. Onun dünyasını, bütün varlığı ile içinde yaşadığı tabiat teşkil eder.

     5. At, ok ve hayat karşısında almış oldukları aktif tavır, eski Türkleri  yerleşik, ekinci, pasif kavimler üzerine  hakim kılmıştır. Adeta onların kolay bir av oluşu Türkleri savaşçı ve akıncı yapmıştır. Aldıkları zengin ganimetler Türkleri sürekli olarak akın yapmaya alıştırmıştır.

     6. Oğuz Kağan tek başına bir kahraman değildir. Atlı göçebeler, büyük bir kalabalık olarak hareket ederler. 

     7. Bütün şahsiyetiyle "dışa dönük" bir tip olan Oğuz Kağan' ın hayatı sürekli bir "hareket" ten ibaret olduğu için, ne kendisi üzerinde, ne de tabiat üzerinde düşünmüştür. Onun dini dünyasında, içinde yaşadığı kozmik alem ile hayvanlar önemli bir yer tutar.

     8. Oğuz' un ihtiras ve ideolojisi bütün dünyayı kendi hakimiyeti altına almaktır. O kendisine dost olanlarla dost olur.

     9. Yetişme tarzı, hayata bakış tarzı, kuvvet ile barışı, efendi ile dostluğu birleştirmesi, Oğuz' a ve Türk kavmine büyük devletler kurma imkanı vermiştir.

     10. Oğuz Kağan' ın hayat karşısında aldığı tavır, basit denilecek kadar sadedir. O karışık ve kapalı şeylerden hoşlanmaz. Oğuz Kağan destanının yapısı ve üslubu da bu özellikleri taşır.

     11. Eski Türklerde sanat, Oğuz' un söylediği şiir ve marasimlerde kullanılan altın ve gümüş tavuk örneklerinde görüldüğü üzere yaşanılan hayatın bir parçası, sembolik ifadesidir.

     12. Destanın kendisinde de terbiye etme, örnek gösterme maksadı vardır.

     13. Türk mitolojisinin en temel destanlarının başında bulunan oğuzname milli karakteristik yapısı ile özel bir konumdadır. Binlerce yıl öncesinden teşekkül etmiş, zaman ve mekan açısından uzun bir yol geçirmiş, ilk olarak Oğuz Yabgu Devleti' nde destan olarak yeniden şekillenmiştir. 

     Bir kısmı eski destanlarımızda olduğu gibi tarihi-mitolojik yapısını yaşatmıştır. İslamiyet' ten sonraki döneme ait olan Oğuznamaler tarihi ağırlıklı olup, daha çok Selçukiler, İlhaniler, Akkoyunlular ve Osmanlılar Dönemi' nde yazıya geçirilmiş, Orta Asya' da, Azerbeycan' da ve Anadolu' da yirmiden çok varyantı ortaya çıkmıştır.

     14. İslamiyet' e kadarki varyantlarda Oğuz, ecdat; Oğuzların sosyal idari yapısını oluşturan ilk cihan devletinin koruyucusu, boylara ad veren 'Kutsal İnsan' konumundadır. İslami varyantlarda Oğuz, Allah' ın velisi, ermiş kişi, hatta peygamberdir. 

     15. Oğuzun, Alpliğin, yenilmezliğin sembolü olarak doğması mitolojik bağlam dahilinde takdim edilmektedir. Doğumda gözlerinin ala, yüzünün mavi, ağzının kırmızı olması Oğuz' u kutsal aleme bağlar. Bu kutsallığı zahiri görünüş daha da kuvvetlendirir: Oğuz' un beli kurt beline, ayakları boğa ayaklarına, sırtı samur sırtına, göğsü ayı göğsüne benzer.

     16. Oğuz Kağan dünyayı bir bayrak altında birleştirerek 'Tanrı' nın yeryüzündeki vekili' misyonunu yerine getiren hükümdar tiplerinin ilki olma şerefine nail olmuştur. Oğuz Kağan bu yönü ile Sümer hükümdar kahramanı Gılgamış' tan ve Kuran-ı Kerim' de de adı geçen Zülkarneyn' den daha eskidir. Ebü'l Gazi' nin kaleme aldığı 'Şecereyi Terakime' versiyonunda Oğuz' un Hz. Peygamber' den beş bin yıl önce yaşamış olduğunu söyler.

     Rüstem Paşa, Osmanlı Sülalesinin Tarihi adlı yayınlanmış eserinde Oğuz hakkında: "Kur'an' da Oğuz Han 'Zülkarneyin' adı ile hatırlanır. Bu o Oğuz' dur ki babasını öldürerek hakimiyeti ele geçirmişti. Onun dedeleri Hz. İbrahim' in hak dininde idiler.". Eski kaynaklarda yer alan bilgilere göre Oğuzlar veya genel olarak Türkler daha yaratılıştan, tek Tanrılı olmuşlardır.

     17. Bozkurtla Oğuz arasında ki mitolojik bağlantı zamanla kurdun bazı fonksiyonlarının Oğuz' un üzerine geçmesiyle devam eder. Oğuz Kağan Destanı' ndan anlaşıldığına göre Oğuz' un cihan devletini kurmasından sonra, kurt aradan çekilmiştir.

     Eski Türkler sadece efsanevi kahramanlarını veya hükümdarlarını değil, aynı zamanda askerlerini de kurtarıcı ve yol gösterici kurda benzetiyorlardı. Bu ise Türk ordusunun kurtarıcılık misyonu ile ilgilidir. Orhon-Yenisey Yazıtları' nda "Kanım Kağan süsü böri tek-Kağanımın ordusukurt gibidir." cümlesi de çok anlamlıdır. 

     18. Oğuz' un bütün seferleri boyunca yanından hiç ayrılmayan ak saçlı koca tipi, İslami dönem varyantlarında vezire dönüşmüştür. Bu vezir tiplerinde bazı arkaik belirtiler kalsa da, şamanlık ve eski beylik kurumunun bütün unsurları Oğuz Kağan Destanı' ndaki Ulu Türk karakterinde saklanmıştır. Ulu Türk sadece Oğuz' un danışmanı değil, kabilenin bilgini, ilk şamanı, ecdat kültünün taşıyıcısıdır.

     19. Destanın sonunda Oğuz Kağan' ın ikinci kez verdiği Toyda, "Gök Tanrıya ben borcumu ödedim", demesi, Devlet kurmanın sadece istek, arzu olmayıp Türklerin önce Tanrı, sonra millet karşısında kutsal görevleri olduğu ortaya çıkar. Kaynakların da tanıklık verdiği gibi Türk şuurunda devlet, ata babalardan bize kalmış emanet olarak, devlet kurmak ise Tanrı emri olarak karakterize edilir.

     Bu düşünce devletin kutsallığı anlayışı ile birbirini bütünler. Demek ki; Alp Er Tonga' nın , Oğuz Kağan' ın, Cengiz' in, Manas' ın, Timur' un ve Osman Gazi' nin devletin idari sistemini kurmak yolunda verdikleri çabaların maksadı anlaşılmış olur.

     20. Devletin idari sistemini kurmak fikri; kültü ürünlerinin hepsinde-destanlarda, tarihi rivayetlerde, mezar taşı yazıtlarında, hükümdar şerecelerinde ısrarla yer almıştır. Bu nedenle de Türk etnik kültüründe devlet; halkı koruyan, temsil eden anlayıştır. Çünkü devletin kurulması milletin yüksek seviyede teşkilatlanması dönemine denk düşer.

     Milletin maddi ve manevi varlığı, kimliği devlet yaşadığı sürece mevcuttur. Bu probleme genel yaklaşınca şöyle bir sonuca varılabilir: Türk etnik-kültürel sisteminde devlet anlayışı ve felsefesi başka milletlerin bu tip görüşlerinden farklılık göstermektedir.

     Başka kavimlerde, özellikle de yerleşik Avrupa ve Doğu halklarında devlet klasik tanımıyla bir gurubun ya da sosyal sınıfın başka bir sosyal sınıf üzerinde egemenliğidir. Türklerde ise devlet sosyal sınıfların tamamını kapsar. İdari sistem, sosyal tabakanın bütün katlarının çıkarını temsil eder. Devlet esasen nizamı sağlayarak adaletin gerçekleşmesinde ana dayanaktır.

     21. Oğuz Kağan Destanındaki devlet düşüncesi Divanü Lügat-it Türk de:

     " Tanrı devlet güneşini Türklerin burcunda yarattı. Feleği de onların mülküne uygun biçimde devir ettiriyor. Onları Türk adlandırdı, dünyaya hakim kıldı, onları zamanın hakimleri olarak yüceltti. Zaman ehlinin ihtiyar yularını onların eline teslim etti." demesi şeklinde tanımlanır.

     Bu ise Türk şuurunda özel niteliğe ve yapıya dayalı devlet felsefesinin oluştuğuna dair bilgi verir. Tabii ki, 'El-Devlet' sistemi her ne kadar yabanı etnosların gözünde işgalcilik gibi görünse de Türk şuurunda, şeref, azamet, yücelik ve kendini tasdiktir. 

     22. Oğuz Kağan Destanı her yönü ile milli-edebi kaynak özelliğinin taşıyabilen epik bir abidedir.

     Oğuznamelerde tasvir edilen devlet, atlı göçebe kültürüne dayalı devlettir. Oğuz Kağan Destanı' nda fütuhat yapan, cihan devleti mefkuresini yaşatan kahraman tip alp' tir. 

     Oğuz Kağan Destanı, Türk tarihinin ve kültürünün çok eski çağlarından bugününe kadar ışık tutan, düşünce sistemimizi ve yaşamımızı, mücadelemizi, ideallerimizi kuşaklara aktaran ölmez bir eser, tarihi özelliğe sahip olduğu kadar edebi, mitolojik olduğu kadar da gerçek bir abidedir.

Yorumlar