Osmanlı tarihçileri, Sultan IV. Murad' ın vücud yapısını, ortadan uzun boylu, geniş göğüslü, yassı omuzlu, kolları, pencereleri çok kuvvetli olarak tanımlıyorlar. Bu vücud yapısı, çoğu Osmanlı padişahının vücud yapısının aynısıdır. Vücudlarının yukarı kısmı daha uzun ve geniş olduğu için at üzerinde çok uzun boyluymuş gibi görünürler.
Sultan IV. Murad, 1623 tarihinde padişah olduğunda 11 yaşında güçlü kuvvetli gürbüz bir çocuktu. Sultan 2. Osman' ın başına gelenler, Yedikule' de hapsedilişi ve orada boğularak öldürülmesi, çok sevdiği Hafız Paşa' nın kendi gözü önünde yeniçeriler tarafından parçalanarak öldürülmesi, onu acımasız ve güçlü olunması gerektiği inancına itmişti. Bu inançla; avcılığı, ata binmeyi, ok atmayı, gürz kaldırmayı, cirit ve hışt savurmayı, kılıç sallamayı ve güreş yapmayı öğrenmişti.
Hammer O' nun için: "Çok usta binici olan Murad, gerektiği zaman yere inmeksizin bir atın üzerinden diğerinin üzerine sıçramak suretiyle at değiştirebilirdi" demektedir. 4. Murad, Üsküdar' da yaptırdığı Revan Sarayı' nı ve bahçesini çok severdi. Musahibleriyle sık sık gelir, eğlenir ve cirid oynardı. Yaptığı bu köşkün odalarının duvarlarına kaplattığı kristal aynalar karşısında sert yayları çekmekten, ağır gürzleri ve taşları kaldırmaktan ve güçlü kaslarını seyretmekten çok hoşlanırdı.
Bağdat' ı almak için gittiğinda (7 Ekim 1638 günü) Musul' da bulunurken, Hint padişahı Hürrem Şah' ın elçisi Mirzarf Han' ın getirdiği hediyeler arasında fil kulağından yapılmış çok güzel ve çok sağlam bir kalkan vardı. Ayrıca kalkanın üzerine gergedan postu kaplanmıştı. Bu kalkanı tüfenk kurşunu ve kılıç bile delemez deniliyordu. Sultan Murad, elçiye kuvvetini göstermek için, bir hıştı öyle bir kuvvetle o kalkana attı ki, hışt kalkanı delip öbür tarafa geçti. Bu başarısından ve gücünü kanıtladığı için sevinen Sultan Murad, kalkanın içini 500 filori altın ile doldurup elçiye vererek Osmanlı Devleti' nin zenginliğini de gösterdi.
Yorumlar
Yorum Gönder