Osmanlı Akıncıları



     Osmanlı Devleti' nin Avrupa' da yaptığı baş döndürücü fetihlerin sırlarından biri, "akıncı" denen askerli sınıfın varlığıdır. Bugünün komandolarına karşılık olan akıncılar, düşmanın ekonomik ve manevi yapısını alt üst ederek, savaşların kazanılmasında pek önemli bir rol oynardı. Bu akınların önemi hakkında bir fikir edinebilmek için, büyük akıncı beylerinden Mihaloğlu Gani Alaaddin Ali Paşa' nın hayatı boyunca Tuna' yı kezeye doğru tam 330 defa geçtiğini hatırlatmak yeterlidir. Ali Paşa' nın sadece 1473 Macaristan akınında Voradon şehri zaptedildi ve 18 bin Türk akıncısı, 60 bin esir ve 900 bin baş hayvanla Türkiye' ye döndü. Akıncıların başlıcaları, Mihaloğlu Ali Paşa, Mihaloğlu İskender Bey, İsa Bey ve Hasan Bey idi. Bu beyler mesela Ali Paşa, Macarca ve Romence dahil birkaç Avrupa dilini Türkçe derecesinde konuşuyorlardı.

     Başarıları tüm Avrupa' yı etkileyen bu teşkilatın çöküşünde Sadrazam Sinan Paşa' nın hataları önemli rol oynamıştır. XVI. asır sonlarında Eflak (Güney Romanya) üzerine sefer yapan Sadrazam Sinan Paşa' nın, dönüşte Rusçuk' a gitmek üzere Tuna nehri üzerinden geçerken yaptığı hata yüzünden Akıncı ocağı ağır yara almıştı. Ordunun ve ağırlıkların geçmesi üç gün üç gece sürecekti. Ordunun ardını korumakla görevli akıncı sınıfı, en son köprüyü geçecek ve onlar da geçince köprü atılacaktı. Türk askeri, bilhassa Akıncılar büyük ölçüde ganimet almışlardı. İktidarını her zaman için servetine borçlu olan Sinan Paşa, bu ganimetten beşte bir devlet payı, bilhassa Serdar (Sadrazam) payını kaçırmamak için köprü başlarına tasildarlar koydu. Savaş alanında bulunan bir ordudan ganimet payının o zamana kadar bu şekilde toplandığı görülmüş birşey değildi, Sinan Paşa' nın icadıydı.

     Sinan Paşa' ya, asi Voycoda Mihai' nin 70 bin kişiyle yaklaştığı hatırlatmasına rağmeni ihtiyar sadrazam bunlara kulak asmadı. Mihai, Türk ordusu köprüden geçinceye kadar harekete başlamadı. Akıncılar hariç bütün ordu geçince top ateşi açtırdı. Sinan Paşa ganimetlerden vazgeçti ancak bu, geç verilmiş bir karardı. Yüzlerce metrelik köprü isabet aldı. Binlerce akıncı, sonbahar çoşkunluğuyla kaynayan kanlı Tuna deryasının dalgalarına gömüldü. Henüz geçemeyen birkaç bin akıncı da düşman kılıçları altında can verdi. Ordu, "yaptığın rezaleti gör!" diye sadrazamın aleyhinde gösteri yaptıysa da, seksenlik ihtiyar buna da aldırmadı. Subaylar, sadrazamdan izin almaya lüzum bile duymadan, birlikleriyle şuraya buraya dağıldılar. 

Yorumlar