Osmanlı' da Komedi Sanatı ve Komedyenler


     Dünkü yaşamın popüler tipi, omuzunda mendili, elinde bastonuyla simgelenmiş, öyküler, masalar, menkıbeler, kıssalar, letaifler anlatan, arada destanlar, maniler okuyan meddahlardı. Bugün yaşasa 'şovmen' olarak niteleyebileceğimiz bir meddahın yapamayacağı taklit, çıkaramayacağı ses, canlandıramayacağı 'vaka' söz konusu değildi. Gerçi 'meddah' sözcüğü, 'öven, övücü' anlamına gelse de, kendi üstün yeteneklerini keşfedip bu işe soyunanlar, toplumu rahatsız eden olayları, becereksiz yöneticileri, sahtekarları... şakayla karışık tarzda eleştirip hicvetmektende geri kalmazlardı.

     Kimi zamanlar sarayda, padişahın katında da hünerlerini sergilemelerine karışık meddahların asıl mekanları kahvehanelerdi. Hatta saray divanelerini andıran, ocaklı, havuzlu selatih kahvehanelerde meddahlar için özel hazırlanmış köşeler vardı. Okur-yazar meddahlar yanlarında 'kıssa', 'menakıp', 'letaif', 'destan', 'ganavat' kitapçıları bulundurur, en az altmış-yetmiş anlatılık repertuarlarını, bunlardan güncel konulara uyarlamalar yaparak zenginleştirirlerdi. Binbir gece masalları, Hamzaname, Battalname, Bahtiyarname, Şahname, Tutiname, Heftpeyker, Ebu Ali Sina gibi Doğu öyküleri, Köroğlu kolları, her meddahın dağarcığında mevcuttu.

     Bir meddah omuzundaki mendil, elindeki değnekle her türlü canlandırmayı yapabilirdi. Yaşlı bir kadın için sesini ayarlar, yüzünü buruşturur, mendili başörtüsü yapıverir, bastona da dayanırdı. Genç hanımlara öykünürken mendili yaşmak, bastonu şemsiye yapardı. Yerine göre bu mendil; bayrak, yelken, atın yelesi, bastonda at, kaval, kılıç ve ya tüfek olurdu.

     Osmanlı dünyasında iz bırakan ünlü meddahların ilkleri olarak Fatih' in sarayındaki bir kıssahan ile Balaban Lal ve Ömer adlı iki nedim saptanıyor. 16. yüzyılın en meşhur meddahları ise Salih Kaba diye ünlenen Bursalı Mustafa Baba, Meddah Eğlence ve Derviş Hasan imiş. Meddah Eğlence ve Cerani Efendi, III. Murad' ı kahkahaya boğar; Nakkaş Hasan ile Çokyedi Reis ise ölüyü güldürecek taklitler yaparlarmış. 17. yüzyılın ünlü meddahları Kurbani Ali Hamza, Şerif Çelebi ve Tıfli' dir. Osmanlı meddahları ve bunların hüner sergileyişleri konusunda, Evliya Çelebi' nin, 17. yüzyıl ortalarında yazdığı 'Seyahatname' önemli bilgiler içermektedir. "Esnaf' ı hoş sohbet mukalitler" bahsinde, Kör Hasanzade Mehmet Çelebi' yi, Şengül Çelebi' yi, kardeşi Surna Çelebi' yi, oğlu Ablak Çelebi' yi tanıtarak, bunların köpeğin köpekle, kedinin kediylei sıçanın gelincikle kavgalarını, horozun, kazın, turnanın, ördeğin, tavuğun, serçenin, bülbülün ötüşlerini, cümle yaratıkların seslerini kusursuz taklit ettiklerini; Çakırzade Süleyman Çelebi' nin, kadı huzurunda bir davayı anlatırken on bir kişiye ayrı ayrı öykündüğünü, izleyenlerin gülmekten burunlarının kanadığını anlatır.

Yorumlar