İshak Reis

 

    Oruç Reis ve Barbaros Hayreddin Paşa' nn ağabeyi olan Türk karamanı.

     Tımarlı sipahilerden Eceabatlı Yakub Ağa' nın oğlu ve tımarlı sipahi Abdullah Ağa' nın torunudur. 1462 Eylül' ünde Fatih Sultan Mehmed tarafından Cenevizlilerden alınan midilli Adası' ndaki harekata katılıp adada yerleşmiş ve kendisine burada bir tımar verilmiş olan Yakub Ağa, yerli bir kızla evlenerek sırasıyla İshak, Oruç, Hızır (Barbaros Hayreddin) ve İlyas adında dört oğul sahibi sahibi olmuştur. Yakub' un Yusuf adında daha büyük bir oğlu da olmuşsa da, ya küçükken ölmüş ya da başka bir anadan doğmuş olmalıdır. İshak Reis önceleri Midilli' de, babasının ölümünden sonra, kanun gereğince onun tımarına sahip olarak yaşamıştır. Küçük kardeşleri gemiciliğe ve korsanlığa başlamışlardır.

     1503-1506 arasındaki yıllarda küçük kardeşleri İlyas şehit olduktan birkaç yıl sonra İshak Reis' in hem ticari, hem de siyasi sebeplerle Adalar Denizi' nden uzaklaşarak Kuzey Afrika' ya giden kardeşleri Oruç ve Hızır' la bir süre ilişkisi kesilmiştir.

     İshak Reis, uzak görüşlü bir adam olduğundan Yavuz' un tahta geçtiği 1512 yılında kardeşi Oruç' a Türkiye' den uzaklaşmasını tavsiye etmiştir. Oruç bu tavsiyeyi tutmuştur. Çünkü Yavuz' un kardeşi ve saltanat rakibi Şehzade Korkut' la çok yakın dostluk kurmuş olan Oruç Reis, Şehzade Korkut' a karşı askeri harekat yapılırken, sırf bu dostluk yüzünden bir felakete uğrayabilirdi. Nitekim Derya Kaptanı İskender Paşa' nın Şehzade Korkut' la ilgisi olanları yok edecek şekildeki davranışları İshak Reis' i, kardeşini korumak için böyle bir öğütle bulunmaya mecbur etmiştir. Oruç' un ardından Hızır da Kuzey Afrika' ya gidince İshak Reis bir süre Midilli' de yalnız kalmıştır.

     Ancak siyasi tehlikeler ortadan kalkınca 1515 güzünde iki korsan kardeş Midilli' y gelerek ağabeyleri ve akrabalarıyla görüşmüşler, 1515-1516 kışını Midilli' de geçirmişlerdir.

     Oruç ve Hızır' ın zenginlikleri göz kamaştıracak gibiydi. Midilli' de kaldıkları zaman içinde yedi gün yoksulları doyurmuşlar, çocukları sünnet ettirmişler, evlenmemiş kızları büyük düğünlerle evlendirmişler, yoksullarla yaşlılara ve kimsesizlere büyük bağışlarda bulunmuşlardır. 1516 baharında Midilli' den ayrılmışlardır.

     En varlıklı tımarlı sipahinin kazancı bile bunlarla ölçüştürülemezdi. Bu sebeple, ağabeyleri olan İshak Reis de korsanlar arasına katılmaya karar vererek, tımarını her halde oğluna bıraktıktan sonra 1516 yazında Tunus' a kardeşlerinin yanına gelmiş, 1516 kışını Tunus' ta geçirmiştir.

     1517 Ekiminde İshak Reis, kardeşi Hızır Reis' in 10 gemiyle denize açılıp 16 Hıristiyan gemisini ele geçirdiği deniz seferinde bulunmuştur. Bu, herhalde İshak Reis' in ilk büyük deniz savaşı olmalıdır.

     Bu yıllar Kuzey Afrika' nın siyasi durumu bakımından üç kardeşin en faal yıllarını teşkil eder. Aslında bir kara askeri olan İshak Reis, daha çok karadaki hareketlerde faal rol oynuyordu.

     Cezayir' e tamamiyle hakim olmak için Cezayir' in batısında ve İspanyolların elinde bulunan ve stratejik değer taşıyan Oran şehri ile Fas sınırna yakın olan Tlemsen' in elde edilmesi mutlaka lazımdı.

     Oruç Reis Tlemsen' i aldığı gibi, Oran' a giden yollara hakim durumdaki Kal'atü'l-Kıla (Oued-fodda) müstahkem mevkini de almış ve bu kaleye ağabeyi İshak Reis' i 300 levendlik bir garnizonla bırakmıştır. Bu kale o kadar muhim idi ki o sırada Cezayir' de bulunan Hızır Reis (Barbaros Hayreddin) de kendi kuvvetlerinden ayırabildiği 600 Türk ve 2.000 Arab' ı İskender Reis kumandasında İshak Reis' e göndermiştir.

     1517 yılı sonlarında, bu kaleyi kurtarmak için İspanyollar 900 İspanyolla birkaç bin Arap' tan kurulu bir kuvvet gönderdilerse de, İshak Reis bunları bir gece baskını ile yok etmiştir.

     1518 Ocak ayında Don Martin de Argote kumandasındaki İspanyol ordusu, yardımlarına gelen binlerce Arap atlısını da alarak Oran' dan hareket etmiştir. Kendilerine 80 km uzaklıkta olan Kal'atü'l-Kıla' yı kuşatmışlardır. İshak reis yanındaki 900 Türk ve 2.000 Arapla 10.000 kişilik düşman ordusuna karşı müthiş bir savunma yapmıştır. Birçok çıkış hareketleri yapmışsa da, bu hareketler düşman kadar kendisine de ağır kayıplara  mal olduğundan vazgeçmiştir. Yardım istemek için Cezayir' deki kardeşi Hızır' a gönderdiği haberciler İspanyollar tarafından yakalandığından durumdan habersiz kalan Barbaros' tan yardım gelememiştir.

     Nihayet yiyecek ve cephaneleri tükendikten sonra silahlarıyla çekilip gitmek ve kaleyi İspanyollara bırakmak hususunda anlaştılar. Fakat İspanyollar sözlerinde durmayarak çıkanlara sataşınca İshak Reis derhal kılıcını çekerek bir iki İspanyol' u öldürmüştür. bunun üzerine başlayan amansız savaş sonuna kadar sürecek İspanyolların eline düşen 16 kişi dışında hepsi, başta İshak Reis olmak üzere, kılıç elde can vermişlerdir. (31 Ocak 1518).


Atsız - Türk Ansiklopedisindeki Yazıları

Yorumlar